Bursa çocuk diş hekimi

Please wait...

Çocuk Diş Hekimi
Tedaviler & Yöntemler

Çocukluk ve bebeklik dönemlerinde görülen süt dişi çürükleri ülkemizde çok yaygındır. Bebeklik döneminde dişlerin ağız içinde görülmesinden kısa süre sonra oluşan çürüklere ‘Biberon Çürüğü’ adı verilmektedir. Genellikle gece sık sık ve uzun süre biberonla beslenen ya da emzirilen bebeklerde görülür. Tabi ki gece sık beslenen her bebekte çürük oluşmaz. Bunun sebebi de her bireyin farklı çürük riski, tükürük yapısı ve genetik etmenlere sahip olmasıdır. Bu sebeple ilk dişinin çıkmasıyla (6.ay- 1 yaş) bebeğin pedodontist (çocuk diş hekimi) kontrolüne getirilmesi erken teşhis ve müdahale açısından önemlidir. Süt dişleri alttan gelecek kalıcı dişlere rehber olması, çiğneme görevi görmesi, estetik ve konuşma fonksiyonları sebebiyle mutlaka düşme zamanları gelene kadar ağızda sağlıklı şekilde tutulmalıdır. Çürük süt dişlerine dolgu, amputasyon (kısmi kanal tedavisi), kanal tedavisi, koruyucu uygulamalar gibi birçok tedavi yapılmaktadır. Ağız ortamında tutulamayacak durumdaki dişlerin de çekimi yapılarak çene gelişimi etkilenmemesi için gerekli önlemler alınır. Bu tedaviler çocuğun yaşı, uyum durumu ve yapılacak tedavinin zorluğu açısından diş hekiminiz tarafından değerlendirilerek klinik ortamında veya hastane ortamında yapılır.
Süt ve daimi azı dişlerinin çiğneme yüzeylerinde bulunan çukurcuklara fissür denmektedir. Çocuklarda görülen tüm çürüklerin % 80-90’ını fissür çürükleri oluşturmaktadır. Çocuğunuzun düzenli diş fırçalama alışkanlığı olmasına rağmen fırça kıllarının ulaşamadığı bu derin çukurcuklarda malasef diş çürükleri meydana gelebilir. Fissür örtücü uygulaması kısa sürede ağrısız bir şekilde uygulanan dişe herhangi bir zararı olmayan dişlerin çiğneyici yüzeylerinde bulunan bu çukurcukların örtülmesi işlemidir. Çiğneme yüzeylerinde bulunan bu derin çukurcukların kapatılmasıyla bakterilerin o bölgeye ulaşımı engellenerek çürük oluşumu durdurulur.
Amerika ve pek çok Avrupa ülkesinde çürük görülme sıklığının azalmasında temel etkenin düzenli fluorid kullanımı olduğu bilinmektedir.Gelişmiş ülkeler okul suları,şebeke suları,tuz gibi pek çok gıdaya fluorid ekleyerek çürük ile savaşmaktadırlar. Fluorid, doğru bir şekilde uygulandığında başlangıç çürüklerinin durdurulmasında ve yeni çürük oluşumunun engellemesinde en etkili ve en basit yöntemdir. Fluorid, dişlerin çürümesini engelleyen, dişlerin yapısına katılarak onları kuvvetlendiren bir elementtir. Bakterilerin meydana getirdiği asit oluşumunu da engelleyerek dişleri korumaktadır. Çocuk diş hekiminiz, ilk randevuda çocuğunuzun çürük risk değerlendirilmesini yaparak ne tip ve sıklıkta fluorid tedavisi uygulanması gerektiğini belirlemektedir. Sanılanın aksine zararı ya da yan etkisi yok denecek kadar azdır.
Çocuklar ve aileleri için en üzücü durumlardan biri de diş travması nedeniyle çocuğun dişinin kırılması, yer değiştirmesi ya da tamamen yerinden çıkmasıdır. Diş travmalarında, travmanın şekli ve boyutu ne olursa olsun en kısa sürede mutlaka bir diş hekimine, mümkünse bir pedodonti uzmanına başvurulmalıdır. Genellikle ebeveynler düşme ya da yaralanma sonrası ciddi kanamalı biri durum yoksa pek önemsemeyebiliyorlar. Ancak travma sonrası diş kayıplarının en fazla geç müdahele edilen dişlerde olduğu unutulmamalıdır. Özellikle dişin yerinden çıkması ve diş kırığı ile sonuçlanan diş travmalarında olay anından itibaren diş hekimine ulaşma arasında geçen süre ile kırılan diş parçasının veya dişin getiriliş şekli tedavinin başarısında büyük rol oynamaktadır. Böyle bir durumda ailenin mümkün olduğu kadar sakin olmaya çalışması ve hekime kazanın tam olarak ne zaman, nasıl ve nerede gerçekleştiği hakkında bilgi vermesi gereklidir. Çocuğun genel sağlık durumu (alerjik astım, eilepsi, kan hastlığı, kalp hastalığı…) ile ilgili ve tetanoz aşısının olup olmadığı konularında da diş hekimini doğru bilgilendirmelidir.
Süt dişlenme döneminde çocuklarda en sık karşılaşılan travma şekli, dişlerin tamamen yerinden çıkması ya da dişin çene kemiği içerisine gömülmesi şeklinde olmaktadır. Travma nedeniyle yerinden çıkan süt dişleri tekrar yerine yerleştirilmez. Sürekli diş germi, geçirilen travma nedeniyle zarar görmemişse bile süt dişi geri yerleştirilmeye çalışılırken zarar görebilir. Bu nedenle travma nedeniyle yerinden çıkan süt dişleri kesinlikle tekrar yerine yerleştirilmeye çalışılmamalıdır. Bazen de travma sonucu diş kemik içerisine gömülebilir ve ağız içerisinde diş görünmeyebilir. Ebeveynler dişin düştüğünü ancak dişi bulamadıklarını düşünebilir. Böyle bir durumda radyografi ile diş tespit edilir ve düzenli aralıklar takip edilir, dişe hiçbir müdahelede bulunulmaz. Bir süre sonra çene kemiği içerisine gömülen dişin yeniden ağız içerisine sürdüğü görülmektedir. Dişin uzun süre sürmediği durumlarda dişin gömük kalma riskini ortadan kaldırmak için çekime başvurulabilir. Çünkü süt dişinin gömük kalması, ileride sürekli dişin sürememesine neden olabilmektedir.
Daimi dişlenme döneminde, diş kırıldıysa ve kırık parça bulunabildiyse kırık parça süt içerisine konularak en kısa sürede diş hekimine başvurulmalıdır. Daimi diş yerinden tamamen çıktıysa tekrar yerine yerleştirilebilinir ancak diş hekimine en kısa sürede ve uygun şartlarda getirilen dişlerin başarı şansı mevcuttur. Kaza anında yerinden çıkan diş bulunup diş hekimine gelene kadar çocuğun yanak içinde getirilmesi en uygun taşıyıcı ortamlardan biri olmasına rağmen bu çoğu zaman kaza anındaki panikle pek mümkün olamamaktadır. Bu yüzden dişin köküne hiç dokunmadan akan su altında yıkanıp süte konarak en kısa zamanda diş hekimine ulaşılmalıdır.
Enfeksiyon ya da travma gibi sebeplerle süt dişlerinin erken kaybı söz konusu olduğunda yandaki dişler bu boşluğa doğru yer değiştirip daimi diş için gerekli olan mesafenin kapanmasına neden olurlar. Bu durumda oluşabilecek ortodontik problemleri önlemek amacıyla yer tutucu uygulaması yapılmaktadır. Çekilen dişin ağız içindeki pozisyonu ve çekilen diş sayısına göre pedodontistiniz çocuğunuza uygun olan yer tutucuyu uygulamaktadır.
Diş hekimi korkusu ve kaygısı olan,bulantı refleksi olan çocukların ya da engelli bireylerin diş tedavilerini klinik şartlarda yapmak her zaman mümkün olmamaktadır. Bu durumlarda diş tedavileri sedasyon ve genel anestezi altında uyutularak gerçekleştirilebilmektedir. Sedasyon; yarı uyku hali olarak tanımlanabilir. Kısa süreli tedaviler için uygulanan bir yöntemdir. Çok sayıda tedavi söz konusu olduğunda ise genel anestezi (tam uyuma hali) tercih edilir. Özellikle aşırı kaygılı çocukların diş tedavisi sırasında ani hareketlerine bağlı olarak ortaya çıkabilecek yaralanma riski sedasyon ya da genel anestezi altında tamamen ortadan kalkmakta ve yapılan tedavilerin kalitesi ve başarısı artmaktadır. Hastanın tedavi planına göre Sedasyon veya genel anestezi altında diş tedavisine karar verilen bir çocuğun mutlaka işlem öncesinde genel anestezi uzmanı tarafından muayene edilmesi ve anestezi altında herhangi bir risk olup olmadığı kontrol edilmelidir. Ebeveynlerin anestezi altında çocuklarının diş tedavilerini yaptırma kararı alırken dikkat etmeleri gereken iki önemli konu ise diş hekiminin bu konudaki deneyimi ve tedavinin tam donanımlı hastane şartlarında yapılması gerektiğidir.